30 Kasım 2019 Cumartesi
2 Ekim 2019 Çarşamba
Bir İngiliz’den Masonların gerçek yüzü Masonluğun asıl şeytani yüzü !
Bir İngiliz’den Masonların gerçek yüzü Masonluğun asıl şeytani yüzü !
Dünya çapında mason teşkilatları oldukça fazla sayıda üye barındırırlar. Masonik yapılanmanın şeytani bir yapılanma olduğu, üst düzey masonların doğrudan şeytandan alınan vahiyler doğrultusunda hareket ettikleri ve dünya çapında deccali sistemin bu yapılanmaya dayandığı delilleriyle ispat edildiğinde, mason teşkilatlarına üye olan alt düzeydeki masonlar bu açıklamalara tepki gösterirler.
Çoğu zaman bu bilgilerin yanlış olduğunu, doğrudan şeytana tapan böylesine sapkın bir teşkilatlanmanın söz konusu olmadığını iddia ederler. Mason dostlarının olduğunu ve bu kişilerin adı geçen sapkınlıkların bir parçası olduğuna inanmadıklarını savunurlar.
https://www.hbr4.com/
17 Eylül 2019 Salı
16 Eylül 2019 Pazartesi
15 Temmuz 2019 Pazartesi
MASON SEMBOLLERİ VE MASONLUK
MASON SEMBOLLERİ VE MASONLUK
Masonluğun Gönye ve Pergel'in ortasında yer alan G harfinden oluşan geleneksel amblemi
Masonluk, başlangıcının resmi olarak 16. yüzyılın sonu ve 17. yüzyılın başlarına dayandığı düşünülen Kardeşlik organizasyonu. Dünyanın birçok ülkelerinde 5 milyon üyesi ile değişik biçimlerde mevcuttur. Sadece İngiltere, İskoçya ve İrlanda'da 480,000; Amerika Birleşik Devletleri'nde ise 2 milyondan biraz daha az üyesi bulunmaktadır. Masonluğun değişik kolları, arasında Masonluğun yapısal bir kuralı olarak duyurulan üstün bir yaratıcıya inanmanın da bulunduğu bazı moral ve metafizik idealleri paylaşırlar.
Tarihi
Masonluğun ilk dönemlerdeki gelişimi biraz tartışmalı bir konudur ve tahminlere dayanmaktadır. İskoçya'da ilk Mason localarının 16. yüzyıl başlarında var olduğunu söyleyebilmek için kanıtlar bulunmaktadır, ve İngiltere'de 17. yüzyılın ortalarında var olduklarına dair kesin kaynaklar mevcuttur. Masonik Elyazması isimli şiir yaklaşık 1390 yılına tarihlenmiştir ve en eski masonik belge olarak bilinmektedir.
İlk Büyük Loca(İngilizce:Grand Lodge of England), Londra'nın daha önceden faal olan dört locası akşam yemeği için bir araya geldiği 24 Haziran 1717 tarihinde kurulmuştu. Bu yapı, çoğu İngiliz Localarının katıldığı bir düzenleyici organa dönüştü. Ancak birkaç loca, yeni yapının bazı modernleştirmeleri tasvip etmesi ve Üçüncü Derece'nin oluşturulması gibi bazı kararlar almasına gücenerek 17 Temmuz 1717 tarihinde "İngiltere'nin Kadim Büyük Locası (Antient Grand Lodge of England-GLE)" isimli rakip büyük locayı kurdular. İki rakip Büyük Loca, 25 Kasım 1813 tarihinde "İngiltere'nin Birleşik Büyük Locası (İngilizce:United Grand Lodge of England-UGLE)" adı altında birleşinceye kadar "Modernler" (GLE) ve "Gelenekçiler(İngilizce:At
GLE'yi kuran Londra Locasının Merkezi
İrlanda ve İskoçya'nın Büyük Locası 1725 ve 1736 yıllarında ardısıra kuruldu. Masonluk 1730'lu yıllanda Gelenekçiler ve Modernler tarafından Kuzey Amerika'daki İngiliz Kolonilerine ithal edildi ayrıca İrlanda ve İskoçya Büyük Locaları pekçok bölgesel büyük localar altında organize olan kardeş localar kurdu. Amerikan Devriminden sonra bağımsız ABD Büyük Locaları eyaletlerde kendilerini oluşturdular.
Masonluğun köklerini Çin'den Ortadoğu'ya, Eski Yunan'dan Şaman rahiplerine, eski Mısır'dan Avrupa'nın şövalye tarikat larına kadar dünyanın çeşitli yer ve topluluklarına dayandırmak mümkündür, zira Masonik ritüel lere bakıldığında ise bu kadim öğretilerin tamamının etkileri görülebilmektedir. Fakat Masonluğun çok uzun yıllar boyunca çalışmalarını büyük bir gizlilik içinde sürdürmesi ve 1390'da Regius el yazmasına kadar hiçbir kayıt tutmamaları sebebiyle, asıl kökeni hakkında net ve kesin bir yargıya henüz varılabilmiş değildir. Tüm dünyadaki Masonlar köklerini M.Ö 10. yüzyılda yapılmış olan Süleyman Mabedi işçilerine dayandırmaktadırlar.
Operatif Masonluk
Masonluk, Ortaçağdaki ve Rönesans'taki zanaat örgütünün değişik bir biçimde devamı olarak ortaya çıkmaktadır. Operatif masonluk, duvarcılık mesleğini beden çalışmasıyla ve elle yapılan zanaatkarların kurmuş olduğu meslek birliklerinden ortaya çıkmıştır. Ortaçağda katedral ve kiliseleri inşa eden duvarcı ustalarına mason diye hitap edilmiştir. Bu zanaatkarların mesleki sırları saklamaları için aralarında kullandıkları sembolik anlamlar taşıyan kelimeler ve rumuzlar olmuştur. Aynı zamanda Tanrı'nın evini inşa ettikleri için halk ve din görevlileri arasında masonlar yani duvarcı işçileri kutsal olarak kabul edilmişlerdir. Operatif masonlar toplandıkları loncalarda çalışmalar yapıyorlardı. Aralarında Çırak, Kalfa ve Usta olarak belirlenmiş, becerilerine ve bilgi birikimlerine göre şekillenen bir derece sistemi mevcut olmuştur.
Şövalye Kökeni
Masonluğun kökleri ile ilgili bir başka çokça tartışılan ve öne sürülen konu ise, Masonların, şövalye kökenli bir topluluk olması ile alakalıdır. Tapınak Şövalyeleri'ne 1307 yılında Vatikan ve Fransa başta olmak üzere çoğu Avrupa krallığı tarafından açılan açık savaşın ardından 1314 yılında İskoçya'nın İngiltere'ye karşı kazandığı Bannockburn zaferinde Tapınak Şövalyeleri'nin kendi kıyafet ve kılıçları ile İskoç kralı Robert Bruce'un yanında savaştıkları, tüm tarih kitaplarında yerini almış bir gerçektir. Rosslyn Şapeli başta olmak üzere Tapınak Şövalyeleri tarafından yapıldığı bugün net olarak bilinen nice kilise ve kale de, bahsekonu şövalyelerin bu dönemlerde Britanya'daki varlıklarını açıkça göstermektedir.
Yoğunlukla, Avrupa ve ABD'de çalışmalarını sürdüren çok sayıda Masonik rit ise Şövalye Masonluğu denen bir janrı kabul etmişler ve çalışmalarını Masonluğun şövalye kökenleri üzerine sürdürmeyi tercih etmişlerdir. Şövalye Masonluğu doğrultusunda çalışmayan ritlerin bile hemen hemen tamamı şövalyeliğe mutlaka bir atıf yaparlar. Örneğin, Türkiye'de de uygulanan, dünyanın en yaygın riti Skoç Riti'nin yüksek derecelerinin çoğunluğu şövalyelik üzerinedir ve şövalye isimleri taşır. İkinci en yaygın rit olan ve özellikle ABD'de yoğun olarak izlenen York Riti'nin en yüksek derecesinin adı Tapınak Şövalyesi'dir.
Masonların kullandıkları pek çok sembolün şövalyelerden gelmiş olması bir sır değildir. Örneğin, Masonların bazı törenlerinde kullandıkları kılıçlar, gerek şekilleri gerek anlamlarıyla bu geleneği yansıtmakta olan şövalye kılıçlarıdır.
Masonluğun köklerini şövalyelere dayandıran görüşlere göre, kimlikleri ortaya çıkan Tapınakçılar, kendilerine -daha önce kıta Avrupasında olduğu gibi- yönelebilecek saldırılardan korunmak için, duvarcı loncaları kimliğine bürünmüş, sembollerini ve çalışmalarını eski duvarcıların sembolleri ile birleştirmiş ve eski sembollerine bu yönlü anlamlar da yüklemiş, duvarcı kimliği ile kendilerini tanıtmışlar, fakat çalışmalarını ve esas yüzlerini her zaman, hatta sonradan aralarına kabul edilen ve henüz belli bir dereceye gelmemiş olan üyelerinden bile gizli tutmuşlardır. Belki bu yüzdendir ki, günümüzde halen izlenilmeye devam edilen Masonik ritlerde de şövalyeliği esas alan dereceler hep yukarılarda yer alır.
Masonluğun kökenleri ile ilgili konular bugün Masonların dahi kesin olarak görüş birliğine varabildikleri bir konu değildir. Farklı obediyans ve ritler, farklı görüşleri öne sürerler. Bugünkünden çok daha gizli olan geçmişlerinde herhangi bir yazılı kayıt tutulmamış olması bunun en önemli sebebidir. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası'nın da dahil olduğu dünya düzenli Masonluğu da, Özgür Masonlar Büyük Locası'nın dahil olduğu düzensiz obediyanslar da, ritüellerinde Masonluğun köklerini Operatif Masonlara dayandırır, ilk 3 derece ritüellerinde -şövalye yaşam tarzı denebilecek bir anlayışa atıfları saymazsak- şövalyelikten, ismen, bahis açmazlar. Şövalyelik kökleri ile ilgili konular daha ziyade yüksek derecelerde işlenilir.
Bu konuda kimse tarafından reddedilmeyen bir gerçek vardır ki, Masonluğun geçmişinde şövalyeliğin öyle veya böyle bir etkisini yok sayabilmek mümkün değildir ve Masonluk -eğer bütünüyle onlar tarafından kurulmamışsa- Ortaçağın ünlü şövalyelerine çok şey borçludur.
İlk Büyük Loca'nın Kuruluşu
İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın amblemi
24 Haziran 1717'de İngiltere'de 4 Loca bir araya gelerek, ilk Büyük Loca'yı, İngiltere Büyük Locası'nı kurdular. Kısa zaman içinde İngiltere'deki diğer Locaların da katılması ile genişlemiş ve 1723 yılında Büyük Loca, geleneksel ve kadim yasalarını derleme görevini Protestan bir Rahip olan James Anderson'a vererek ilk yazılı anayasasını oluşturdu ve Masonluğun, ara vermeden sürdürülecek olan, yazılı tarihi ve ilk yazılı yasaları böylece resmen başlamış oldu. Anderson Anayasası (veya Anderson Yasaları veya Nizamnamesi) adı verilen bu kuralların ana hatlarına, bugün halen dünya düzenli Masonluğunca riayet edilmektedir. Her ne kadar Anderson Anayasası kısa süreli bir anlaşmazlığa yol açmış ve York Locası'nın önderliğinde bir grup İngiltere Büyük Locası'ndan ayrılarak ayrı bir Büyük Loca kurmuş olsa da, ancak 1813 yılında bu iki Büyük Loca tekrar bir araya gelerek, bugün varlığını halen sürdüren ve düzenli Masonluğun ilk Büyük Locası olarak kabul edilen İngiltere Birleşik Büyük Locası'nı oluşturmuşlardır. Geleneksel olarak, günümüzde de sürdürüldüğü şekliyle, İngiltere Birleşik Büyük Locası Büyük Üstatları kraliyet ailesi ile soylu dük veya lordlar arasından seçilir.
Türkiye'de Masonluk
Türkiye'de Masonluğun tarihi çok eski zamanlara, 18.yüzyılın sonlarına kadar uzanır. Bu dönemlerde, Osmanlı toprakları üzerinde çok sayıda İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan, İskoç ve İrlanda Locasının varlığı bilinmektedir. İlk başlarda sadece yabancılardan oluşan bu localar, zamanla aralarına Türkleri de kabul etmeye başlamışlar ve belirli sayıya ulaşan Türkler kendi Localarını kurmaya başlamışlardır. Kısa sürede çoğalan bu Türk locaları yeterli sayıya ulaşarak kendi obediyanslarını oluşturmaya başlarlar ve 1909 yılında da, bugün Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası olarak bilinen ilk Türk Büyük Locası'nı kurarlar.
1935 yılında Türk Masonları, meclis içerisinde kendileri aleyhine cereyan eden anti-Masonik hareketler üzerine, dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve Mustafa Kemal'in özel doktoru Mim Kemal Öke'nin başı çektiği Masonlar, çok yakın oldukları Mustafa Kemal Atatürk ile görüşürler ve sonucunda, derneği bütünüyle kapatma yerine, bu hezeyan geçene kadar çalışmalarına ara vermeyi, Masonik tabir ile uykuya yatmaya karar verirler. Bahsekonu, Masonluk karşıtı hareketlerin başını çeken Mahmut Esat Bozkurt'un önceki yıllarda Mason olmak istediği, Necat Locası'na aday olarak önerildiği ve talepnamesini kendisi doldurduğu, fakat yeterli görülmeyerek başvurusunun kabul edilmediği göz önüne alındığında, bu Masonluk karşıtı hareketin sebebi daha net biçimde anlaşılabilecektir.
Uykuya yatma döneminde Masonlar çalışmalarına sadece resmi olarak ara vermişler, kendi aralarında toplanmaya devam etmişlerdir. 1948 yılında, resmen çalışmaya tekrar başlamışlar ve yeni matrikül numaraları ile yeni Localar kurmaya başlamışlardır.
Türk Masonluğu ise, çeşitli sebeplerle, 1965 yılında ayrılmış ve o güne kadar sadece Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası var iken, 1966 yılında Özgür Masonlar Büyük Locası da ortaya çıkmıştır. Bugün, 14.000 üyesi ile Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası , 3.800 üyeye sahip Özgür Masonlar Büyük Locası ve bu büyük locanın katkılarıyla kurulan 700 üyeli Kadın Mason Büyük Locası çalışmalarını sürdürmektedir.
Derece Sistemi
En üstünde mason simgesi bulunan İnsan Hakları Beyannamesi
Geleneksel dünya düzenli Masonluğu Büyük Locaları, Çırak, Kalfa ve Üstat olmak üzere Masonluğun üç remzi derecesinde çalışırlar. Üstat derecesi, Masonluğun en üst derecesi olarak kabul görür ve Localar da Üstat derecesinin üzerinde herhangi bir derece ne konuşulur ne de bulunur.
Genel olarak 33 dereceli bir sistemin çeşitli tarikat ve cemiyetlere bağlı kimseleri aynı localarda çalıştırmak amacı ile Elias Ashmole'nin düşündüğü kabul edilir. Ashmole, bu sistem içinde, insan düşüncesinin çeşitli dereceleriyle ilgili bilgileri bir gelişim içinde anlatmak, uygulamak amacını gütmüştür. Fakat 33 dereceli sistemi Ashmole'den önce Fransız Masonlarının düşündüğü ve Dante'nin, düşüncelerinden yararlanarak hazırladığı da Jean Palou gibi bazı masonluk tarihini inceleyenler tarafından ileri sürülmektedir. Derecenin bulucusu kim olursa olsun, gerçek olan bugün için 33 derecenin geniş ölçüde kabul edilmiş olması ve belirli görüşleri ve öğretilere işaret etmesidir. Yalnız Ashmole'nin önerdiği 33 derecenin gruplandırılması ile şimdiki gruplandırma arasında fark vardır. Ashmole, 33 dereceyi dört gruba ayırmıştır. Birinci grup 1-3.dereceleri içerir. Operatif Masonluğun çırak-kalfa-usta derecelerine gelmektedir,ikinci grup,15 dereceli olacaktır ve geçmişe ait bütün ananeler parça parça açıklanacaktır. Esası Rose-Croixlardan alınmıştır. Üçüncü grup 13 derecelidir ve Templier Şövalyelerinin geleneklerini yansıtmaktadır. Sonuncusu dördüncü grup, Simyagerlerden alınmıştır ve bütün derecelerin sentezini belirtmektedir. Ashmole'nin bu ayrımına karşılık, şimdiki 33 derece 7 kısma ayrılmaktadır.
Türkiye'deki Mason Localarının da kabul ettiği İskoç Ritüeline göre masonluk 33 derece üzerine düzenlenmiş bulunmaktadır. Her derece belirli bir öğretinin temelini oluşturmaktadır ve kendine özgü sembolleri, kutsal kelimeleri, ritüeli ve ikaf töreni vardır.
Masonlukta 33 derece her zaman kabul edilmiş değildir. Eski Operatif masonlar, yalnız çıraklık ve kalfalık arkadaşlık sınıflarını kabul etmişlerdir. Ustalık ise bir derece olmayıp, yalnızca bir yöneticiliktir. Bu yöneticilik, likayat ve ehliyet esaslarına dayanmıştır. Masonluğun fikri çalışmalar durumunu almasından, Londra Büyük Mahfilinin kuruluşundan sonra da, iki derece kabul edilmiştir. Buna karşılık Ramsayın reformcu davranışları ve mükemmel üstatlar mahfili kurmak isteği, dördüncü dereceyi ortaya çıkartmıştır. Bu arada, masonluğun yalnız Hristiyanlık etkisinde kalmadığını göstermek için, o çağda (XVII. yy.) var olan bütün dini ve fikri temayülleri masonluk içinde temsil ettirme endişesi, birdenbire dereceleri 91'e kadar çıkartmıştır. 1758 yılında, II.Frederick (1712-1786), 33'lüler Süprem Konseyi kurmayı ve İskoç ritinin muntazam bir dereceler sistemine kavuşmasını istedi. Sonunda, 1800 yılında, ilk defa bir 33'ler konseyi Charleston'da kuruldu. Bu konseyden yetki alan masonlar, 1804 yılında Fransa'da, 1805'de italya'da, 1813 yılında Kuzey Amerika'da, 1817'de Belçika'da, 1824'te de İrlanda'da, 1829'de İskoçya'da ve 1861'de Türkiye'de, 33'ler konseyi kurmuş ve 33 derece hemen hemen ortak bir derece sistemi olmuştur. Buna rağmen günümüzde, yalnız dört dereceyi uygulayan bazı Alman Ritleri vardır.
Farklı bir dernek hüviyeti altında ve farklı bir yerde toplantılarını gerçekleştiren, 3. derecesinin üzerindeki dereceler için rit adı verilen Masonik yollar ve öğretiler izlenir. Bu ritlere katılmak veya katılmamak Üstat derecesine sahip Masonların kendi isteklerine kalmış bir seçimdir, zorunlu veya yapılması gereken bir yükümlülük değildir. Bu derecelerin çalışmaları, Masonluğun ilk üç derecesinde verilen öğretilerin gizlerine ve sırlarına daha vakıf olabilmek için yapılan araştırmaların yanısıra yüksek felsefi ve spiritüel çalışmaları da içinde barındırır.
Ülkemizde de takip edilen 33 dereceli Skoç Riti dünya üzerinde en fazla üyeye sahip olan ve bu yönüyle en fazla tercih edilen felsefi dereceler ritidir. Onu, özellikle ABD'de geniş bir kesimce benimsenen York Riti takip etmektedir.
Dünya üzerinde var olan çeşitli ritler içerisinde 99 dereceli Memfis-Misraim Riti gibi yoğun bir çalışma gerçekleştirenleri var olduğu gibi, tek dereceden oluşan bazı ritler de vardır.
Herhangi bir ritte, dördüncü derece ve yukarısına devam edebilmek için Büyük Loca'ya bağlı olarak çalışan düzenli bir Locada Üstat derecesine sahip olmuş olmanın yanısıra, bu ana Loca ile ilişkilerinin herhangi bir dönemde düzensiz olmaması ve yükümlülüklerinin aksatılmadan yerine getirilmesi gerekir. Kendi Locasında düzensiz ilan edilen bir üyenin, yüksek derecelerdeki üyeliği de otomatik olarak düşer.
Masonluktaki dereceler:
1. Derece: Çırak
2. Derece: Kalfa
3. Derece: Usta
4. Derece: Ketum Üstat
5. Derece: Mükemmel Üstat
6. Derece: Sır Kâtibi
7. Derece: Nazır
8. Derece: Bina Emiri
9. Derece: Dokuzlar?ın Seçilmiş Üstadı
10. Derece: Onbeşler?in Seçilmiş Üstadı
11. Derece: Yüce Seçilmiş Şovalye
12. Derece: Üstat Mimar
13. Derece: Solomon Krallığı?nın Şovalyesi
14. Derece: Yüce Üstat (Kutsal Kubbe Büyük Seçilmişi)
15. Derece: Doğu Şovalyesi (Kılıç Şovalyesi)
16. Derece: Kudüs Prensi
17. Derece: Doğu ve Batı Şovalyesi
18. Derece: Salipverdi Şovalyesi (Güllü Haç Şovalyesi)
19. Derece: Büyük Pontif (Yüce İskoçyalı)
20. Derece: Düzenli Locaların Büyük Saygıdeğer Üstadı
21. Derece: Prusya Şovalyesi
22. Derece: Lübnan Prensi (Kral Baltası)
23. Derece: Sır Sandığı Başkanı
24. Derece: Sır Sandığı Prensi
25. Derece: Tunç Yılan Şovalyesi
26. Derece: İskoçyalı Papaz (İnayet Prensi)
27. Derece: Kudüs Tapınağı?nın Hakim Amiri
28. Derece: Güneş Şovalyesi
29. Derece: Saint Ande Büyük İskoçyalısı
30. Derece: Seçilmiş Büyük Kadoş Şövalyesi
31. Derece: Büyük Müfettiş Kumandan
32. Derece: Kutsal Sır Yüce Prensi
33. Derece: Hâkim Büyük Genel Müfettiş
Prof.Dr.Necmeddin Erbakan:"DOLAR BEN-İ İSRAİL'İN PARASIDIR"
Prof.Dr.Necmeddin Erbakan:"DOLAR BEN-İ İSRAİL'İN PARASIDIR"
"Dolar Beni İsrail’in parasıdır. Amerikan Merkez Bankası bunu kiralayarak kullanıyor; senede 500 milyar dolar kira ödüyor. Para Amerikan devletinin değil, ırkçı emperyalizmin. Bunun için bu paranın üzerinde Beni İsrail’in mührü var.Bu paranın üzerinde 13 katlı bir piramit var. Bu da dünya hâkimiyetine ulaşmayı sembolize eder. Bu dünya düzeni 13 katlı insan organizasyonunu temsil eder.
Bu organizasyon vasıtasıyla 'tüm insanlığı Beni İsrail’e hizmet ettirecek düzeni kurduk' diyorlar. Faizci, kapitalist dünya düzeni! 'Bütün para elimizde, insan gücü elimizde.İşte bu güç vasıtasıyla,biz ufak nüfusumuza rağmen, dünyaya hâkim olacağız ve tüm insanlık kölemiz olacak' diyor."
1 DOLAR ÜZERİNDEKİ ESRARENGİZ SIR.
1 DOLAR ÜZERİNDEKİ ESRARENGİZ SIR
İşte 1 Doların bazı sırları:
1 dolar'ın ön yüzünde yazan "FEDERAL RESERVE NOTE" yazısı,federal rezerv'in senedi anlamına gelmektedir.Yani ,altın veya gümüş olarak karşılığı olmayan "sanal kağıt" anlamına gelir.
1 dolar'ın arka yüzünde yazan "IN GOD WE TRUST" yazısı,”Tanrıya güveniyoruz”güvendikleri tanrının para olduğu anlamına gelir.
1 doların arkasında,”THE GREAT SEAL” yazısı ”Büyük Resmi Mühür” demektir.
1 doların arkasındaki mason işaretleri: Piramit,göz,üçgen.
1 doların arkasında,12 katlı piramit ve bir de göz vardır.12 kat Yakup'un 12 oğlunu yani 12 İsrail boyunu ,piramit'in tepesinde ki ışıklı göz ise "Her şeyi gören göz" yani Yehova anlamına gelmektedir.Bu 12 oğul ve Yakup'u temsil eder.13, Kabalistik ebcet hesabına göre de, sevginin birliği,İsrail'İn birliği anlamına gelmektedir.Ancak 12 katlı piramit ile göz arası açıktır.Bunun anlamı da,hedefledikleri "Tek Dünya Devleti"ni kuramadıklarından kaynaklanır.
Ayrıca piramit'in üst kısmında yazan "ANNUIT COEPTIS" yazısını görmekteyiz.Başlanmışın tamamlanışı yani,başladığın işi bitirmek anlamına gelmektedir.Bu da gene Tevrat kaynaklıdır."Kudüs'ten başlayan yılan,zaferle zincirini tamamlayıp yine Kudüs'e dönecektir."
Piramidin alt kısmında yazan "NOVUS ORDO SECLORUM" yazısını görmekteyiz.Bu da,çağların yeni düzeni,yeni dünya düzeni,yeni seküler(laik)düzen ve tek dünya devleti anlamına gelmektedir.
Piramidin altında ki rakamlar (MDCCLXXVI) 1776 tarihini gösterir.Bu tarih hem ABD’nin kuruluş tarihi hemde illüminati 'nin kuruluş tarihidir.İlluminati "Aydınlanmışlar" anlamındadır ve Efendiler denilen süper zenginlerin yönettiği bir dünya teşkilatıdır.Daha sonra Wilhelm-Bader Kongresinde,masonlar İlluminati ile birleştiler.
Kartal'ın ağzında ki "E PLURIBUS UNUM" yazısı,E pluribus unum (Çokluktan,birliğe),Amerik a Birleşik Devletleri'nin ilk resmi sloganlarından biridir. Latince olan bu slogan çoktan tek anlamına gelir. Başlangıçta bu slogan ABD'yi ilk oluşturan On Üç Koloni'nin birliği anlamında kullanılmıştı. Sonraları ABD vatandaşlarının değişik kökenlerden gelmelerine rağmen bir birlik oluşturduklarını vurgulamak için kullanılmaktadır.
George Washington'ın öncülüğünde olduğu Amerikan Bağımsızlık Savaşı mücadelesinde Amerikan milliyetçiliği'nin ilkesi olarak kullanılmıştır. Bağımsızlık mücadelesinin olumlu sonuç uyandırmasıyla geleneksel olarak slogan kabul edilmiştir. Daha sonraları, Amerika'ya yapılan göçler artınca, farklı ırktan kişilerin çoğalmasıyla slogan yeni bir anlam taşımıştır.
Kartal'ın ağzında ki "E PLURIBUS UNUM" yazısının başka bir açıklamasıda şöyledir.
Birçokları arasında bir tane demektir ki,Tevrat'ta kullanılan seçilmişlik,tanrıoğlu ayrıcılığının simgelenmesidir.Onların inancın göre Tanrı Yehova İsrailoğullarını birçok millet arasında seçmiş.Yani seçilmiş millet.
Kartalın gövdesinde ki 7 dikey çizgi, "7 Kollu Şamdanı" simgeler.
Menora (İbranice: מנורה) ya da Menorah, Kudüs Tapınağı'nda ve Çadır Tapınak'ta (Mişkan)(İbranice: משכן) zeytinyağı ile yakılan Yedi Kollu Şamdan. Yahudilerin en eski sembollerinden biridir. Musa'nın Sina Dağı'nda gördüğü Yanan Çalı'yı simgeler (Çıkış 25).
İşte 1 Doların bazı sırları:
1 dolar'ın ön yüzünde yazan "FEDERAL RESERVE NOTE" yazısı,federal rezerv'in senedi anlamına gelmektedir.Yani ,altın veya gümüş olarak karşılığı olmayan "sanal kağıt" anlamına gelir.
1 dolar'ın arka yüzünde yazan "IN GOD WE TRUST" yazısı,”Tanrıya güveniyoruz”güvendikleri tanrının para olduğu anlamına gelir.
1 doların arkasında,”THE GREAT SEAL” yazısı ”Büyük Resmi Mühür” demektir.
1 doların arkasındaki mason işaretleri: Piramit,göz,üçgen.
1 doların arkasında,12 katlı piramit ve bir de göz vardır.12 kat Yakup'un 12 oğlunu yani 12 İsrail boyunu ,piramit'in tepesinde ki ışıklı göz ise "Her şeyi gören göz" yani Yehova anlamına gelmektedir.Bu 12 oğul ve Yakup'u temsil eder.13, Kabalistik ebcet hesabına göre de, sevginin birliği,İsrail'İn birliği anlamına gelmektedir.Ancak 12 katlı piramit ile göz arası açıktır.Bunun anlamı da,hedefledikleri "Tek Dünya Devleti"ni kuramadıklarından kaynaklanır.
Ayrıca piramit'in üst kısmında yazan "ANNUIT COEPTIS" yazısını görmekteyiz.Başlanmışın tamamlanışı yani,başladığın işi bitirmek anlamına gelmektedir.Bu da gene Tevrat kaynaklıdır."Kudüs'ten başlayan yılan,zaferle zincirini tamamlayıp yine Kudüs'e dönecektir."
Piramidin alt kısmında yazan "NOVUS ORDO SECLORUM" yazısını görmekteyiz.Bu da,çağların yeni düzeni,yeni dünya düzeni,yeni seküler(laik)düzen ve tek dünya devleti anlamına gelmektedir.
Piramidin altında ki rakamlar (MDCCLXXVI) 1776 tarihini gösterir.Bu tarih hem ABD’nin kuruluş tarihi hemde illüminati 'nin kuruluş tarihidir.İlluminati "Aydınlanmışlar" anlamındadır ve Efendiler denilen süper zenginlerin yönettiği bir dünya teşkilatıdır.Daha sonra Wilhelm-Bader Kongresinde,masonlar İlluminati ile birleştiler.
Kartal'ın ağzında ki "E PLURIBUS UNUM" yazısı,E pluribus unum (Çokluktan,birliğe),Amerik
George Washington'ın öncülüğünde olduğu Amerikan Bağımsızlık Savaşı mücadelesinde Amerikan milliyetçiliği'nin ilkesi olarak kullanılmıştır. Bağımsızlık mücadelesinin olumlu sonuç uyandırmasıyla geleneksel olarak slogan kabul edilmiştir. Daha sonraları, Amerika'ya yapılan göçler artınca, farklı ırktan kişilerin çoğalmasıyla slogan yeni bir anlam taşımıştır.
Kartal'ın ağzında ki "E PLURIBUS UNUM" yazısının başka bir açıklamasıda şöyledir.
Birçokları arasında bir tane demektir ki,Tevrat'ta kullanılan seçilmişlik,tanrıoğlu ayrıcılığının simgelenmesidir.Onların inancın göre Tanrı Yehova İsrailoğullarını birçok millet arasında seçmiş.Yani seçilmiş millet.
Kartalın gövdesinde ki 7 dikey çizgi, "7 Kollu Şamdanı" simgeler.
Menora (İbranice: מנורה) ya da Menorah, Kudüs Tapınağı'nda ve Çadır Tapınak'ta (Mişkan)(İbranice: משכן) zeytinyağı ile yakılan Yedi Kollu Şamdan. Yahudilerin en eski sembollerinden biridir. Musa'nın Sina Dağı'nda gördüğü Yanan Çalı'yı simgeler (Çıkış 25).
GDD (GİZLİ DÜNYA DEVLETİ)
GDD (GİZLİ DÜNYA DEVLETİ)
SUNUŞ
İNSANLIK TARİHİ VE BUGÜNKÜ DÜNYANIN ANATOMİSİ
B- HAK VE BATIL MÜCADELESİ
I. HAK
Hak Ne Demektir? Batıl Ne Demektir?
Bu Kainat Niçin Yaratıldı?
İnsan Niçin Yaratıldı?
İnsan Bu Dünyada Neden İmtihan Ediliyor?
İnsan Dünyada Nasıl İmtihan Oluyor?
İnsanların iyiliği ve Saadeti Nasıl Gerçekleşir?
"İslam" Nedir? "Kur'an" Nedir?
Müslüman Olmak Demek Ne Demektir?
II.BATIL
Nefsine Esir Olup Şeytan'a Tabi Olarak
Bütün İnsanlığı Hükümleri Altına Alıp Onları
Sömürmek ve Köle Olarak Kullanmak için Çalışanlar
Kimdir Bunlar ve Nasıl Çalışıyorlar?
Tevrat Nasıl Tahrif Edildi?
Değiştirilmiş Tevrat'taki Çelişkiler
Değiştirilmiş Tevrat'ta Siyonizm ve Üstün Irk İnancı
Değiştirilmiş Tevrat'ta Allah İnancı
Değiştirilmiş Tevrat'ta Gayri Ahlâki Görüşler
Tevrat'taki Tahrifler Nasıl Yapılmıştır?
Hahamlar
Kabbala
Talmud
Siyonistlerin İdealleri
Kutsal (Vadedilmiş) Topraklar ve Dünya Krallığı
Kin ve Nefret
Vahşet
Yakma
Kan İçme
Mikrop Harbi
Sonuç
3000 Yıllık Gelişme
III. GDD (GİZLİ DÜNYA DEVLETİ)
GDD Dünyayı Nasıl Kontrol Ediyor
Dolar Üzerindeki Pramitin Her Bir Basamağı Ne ifade Ediyor?
Üçgen içindeki Göz
RT
Sanhedrin
B'nai Birith
Bilderberg Grup
Önemli Alt Kuruluşlar
AB: Avrupa Birliği
NATO
CFR (Dış ilişkiler Konseyi)
CFR II. Dünya Savaşında Perde Arkasındaydı
Siyonizmin Kontrolündeki Gizli Servis: CIA
Business Round Table L
AIPAC (Amerikan-İsrail Halkla ilişkiler Komitesi)
Trilateral
Trilateral Amerikan Başkanlarını Masonik idealler Doğrultusunda Seçmiştir
Amerikan Dış Politikasını da Trilateral Yönlendirir.
Sonuç
ABD Cumhurbaşkanlarını GDD Seçmektedir
GDD DÜNYAYI NASIL YÖNETİYOR?
Dolar Milyarderlerinin Efsanevî Zenginlikleri
Rockefeller Efsanevi Servet Sahibidir ve Bütün Dünya
Ekonomisini Kontrol Etmektedir
Gizli Dünya Devleti
Ülkelerin Merkez Bankaları ile Dünyayı Kontrol Ediyor ve Sömürüyor
GDD'nin ABD Merkez Bankasını Kurmak için Yaptığı Mücadele
Yeşil Kağıt=Dolar
Ekonomik Krizler ve Borsa Dalgalanması
Uluslararası Bankalar
Uluslararası Sanayi Kuruluşları, Petrol Şirketleri,
Ticaret Şirketleri
Harp Sanayi
Diğer Uluslararası Mekanizmalar
Merkez Bankaları Vasıtasıyla Devlet Hazinesine Alınan
Borçların Faizleri
Dolar=Yeşil Kağıt, Tahviller=San Kağıt,
Rezevler=Beyaz Kağıt
Ekonomik Krizler ve Borsa Dalgalanmaları
Uluslararası Bankalar
Uluslararası Dev Sanayi Kuruluşları, Petrol ve
Ticaret Şirketleri
Harp Sanayi
Diğer Uluslararası Mekanizmalar
GİZLİ DÜNYA DEVLETİNİN GENEL ŞEMASI
ŞER MAKSADI İÇİN DÜZEN KURANLAR
SUNUŞ
İNSANLIK TARİHİ VE BUGÜNKÜ DÜNYA HAK VE BATIL MÜCADELESİ
BUGÜNKÜ DÜNYANIN ANATOMİSİ
2.Cihan harbinden sonra BM, Dünya Bankası, IMF kuruldu. Kuvvet zoruyla Filistin'e bir "İsrail" yerleştirildi. Sözde insanlık huzur, barış ve saadete kavuşacaktı.
Halbuki ne oldu?
1989'da komünizmin iflası ve Sovyetlerin dağılmasına kadar soğuk harp devam etti.
Dünya'da Ekonomik bakımdan; fakir ülkeler daha fakir, zengin ülkeler daha zengin oldu. Gerek ülkeler arasında, gerekse ülkelerin içinde gelir dağılımları gittikçe bozuldu. Açların, işsizlerin sayısı gittikçe arttı. Milyonlarca insan enflasyon ve pahalılıktan dolayı her geçen gün artan geçim sıkıntısı ile ızdırap çekti.
Siyasi bakımdan Filistin, Keşmir, Kore, Vietnam başta olmak üzere sürekli harpler ve silahlı çatışmalar devam etti.
İnsanlığın üzerine bir kabus gibi çöken bu devir esnasında Batılılar hep: "Biz insanlığa saadet getireceğiz ama ne yazık ki bir komünizm var, Sovyetler var, soğuk harp var, bundan dolayı hizmetimizi yapamıyoruz" dediler, dediler, durdular. Nihayet 1989'da komünizm iflas etti ve Sovyetler dağıldı. O günden bu güne kadar altı yıl geçti.
Bu son dönemde bir yandan ekonomik alanda geri kalmış ülkelerin dış borçları ve bunun için ödedikleri faizler korkunç seviyelere ulaştı. Diğer yandan başta Müslüman körfez ülkeleri olmak üzere harpler dolayısıyla bir çok ülkenin ekonomileri büsbütün bozuldu.
Siyasi alanda ise, yeryüzüne barış geleceğine tam tersine sıcak çatışmalar gittikçe arttı ve yeryüzünün her yanına yayıldı.
İran-Irak savaşı çıkartıldı, Körfez savaşı körüklendi, Somali'de yerli halkı ezmek için Somali işgal edildi. Bosna, Çeçenistan ve Azerbaycan'da tarihin görmediği katliamlar yapıldı ve birçok Müslüman ülkeye haksız ambargolar konuldu. Adım adım bütün Dünya sömürüldü ve köle haline getirildi, îtaat etmeye mecbur hâle getirildi. Böylece "Yeni Dünya Düzeni" adı altındaki tek kutuplu bir tahakküm ve sömürü düzeni gerçekleştirilmeye çalışıldı.
işte olaylar bütün açıklığıyla gözler önünde cereyan ediyor. Ve insanlığa bir türlü barış, huzur, saadet gelmiyor.!!!
NİÇİN?
Bunun gerçek sebebini anlayabilmek için, yeryüzünde olayların tesadüfen cereyan etmediğini idrak etmek gerekir. Yeryüzünde yaşayan bütün insanlık üzerinde kendi hakimiyetini kurmak, bütün insanları köle yapmak ve kendine tâbi kılmak ve sömürmek isteyen bir gücün varlığını görmek gerekir. Bu gücün gayelerini, metotlarını, nasıl çalıştığını, bütün Dünyayı nasıl avucunun içine almak istediğini ve bunun için asırlardan beri gelişerek bugün artık nasıl organize bir güç haline geldiğini bilmek gerekir. Bu gücün asırlardan beri olayları kendi gayeleri doğrultusunda plânlayan ve bu plânlan uygulayan bir güç olduğunu idrak etmek gerekir.
Bunları görebilmek için de "Bugünkü Dünya'nın Anatomisi"ni tanımak gerekir. Bundan kasıt şudur:
Malum olduğu üzere, insanların hastalıklarını teşhis ve tedavi edebilmek için doktor olmak gerekir. Doktor olabilmek için de öğrenilmesi gereken ilimlerin başında ANATOMİ yani insanın vücut yapısı ilmi gelmektedir.
İnsan vücudu dışardan bakıldığı zaman bir deri ile kaplanmıştır. Ancak, bu deriyi kaldırıp altına baktığımız zaman, kemik, adale, damar, sinir sistemi başta olmak üzere vücudun içinde bir çok organların çeşitli sistemlerin, çeşitli fonksiyonların cereyan ettiğini görürüz. Alttaki bu yapıyı bilmeden ne teşhis, ne de tedavi olur.
Tıpkı bunun gibi, bugünkü dünya olaylarının doğru bir teşhisini ve buna dayanarak da doğru bir tedavisini yapabilmek için, aynı şekilde "Bugünkü Dünya'nın Anatomisi" ni bilmekte çok büyük hatta kaçınılmaz bir zorunluluk vardır.
Bugün yeryüzünde herhangi bir kimsenin bir yerden bir yere gidebilmek için alacağı uçak bileti IATA'nın kontrolündedir. Ve bilet ücretinin takriben % 9'unu IATA'ya vermesi gerekmektedir. Yoksa bir yerden bir yere gidilemez. Uçağın herhangi bir havaalanına inmesi dahi mümkün olamaz. IATA ise her ne kadar zahiren uluslararası bir kuruluş gibi görünse de, genellikle bütün uluslararası kuruluşlarda olduğu gibi, dünyayı kontrol eden GDD (Gizli Dünya Devleti)'nin kontrolündedir ve bu (IATA payı) sonunda GDD' ye gider.
Ve yine bugün bir kimse dünyanın bir yerinden diğer bir yerine bir para göndermek isterse bu paranın oraya gidebilmesi için önce ABD'de Amerikan Expres Bank veya Chase Manhatten Bank veya herhangi bir benzer banka üzerinden gitmesi mecburiyeti vardır. Bu bankalar ise GDD'nin bankalarıdır. Her gönderilen paranın % l - 5'i arasında komisyon alınır. Bu komisyon da sonuda GDD'ye gider. Böylece GDD'ye böyle bir pay ödenmeden bugün dünyanın bir yerinden diğer bir yerine para göndermek bile mümkün değildir.
Bir geminin denizlerde sefere çıkabilmesi için, önce seyrüsefere salih olduğunu belgeleyebilmesi lazımdır. Bunun içinde LYOD'dan belge almak mecburiyetindedir. Halbuki LYOD'da GDD'nin kontrolü altındaki bir kuruluştur.
Devletler borç para almak istedikleri zaman Dünya Bankası ve IMF'ye başvurmak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Bunlar ise GDD'nin elindeki büyük paraların devlet garantisi altında faizle geliştirilmesi için GDD tarafından kurulmuş, dünya ekonomisini kontrol eden kuruluşlardır.
Dünyadaki bütün büyük krediler ve müesseseler ve ülkelerin kredi alabilme kabiliyetlerini test eden not veren kuruluşlar da GDD'nin kontrolü altındadır.
Bu olayları böyle bir bir hatta saatlerce saymak mümkündür. Spordan tiyatroya, sanattan üniversitelere, sanayiden ticarete,hukuktan istihbarat teşkilatlarına kadar pek çok şey, GDD'nin kontrolü altındadır.
İşte dünya olaylarını kavrayabilmek için önce "Bugünkü Dünya Anatomisi" ni bilmek, bunun için her şeyin önünde gelmektedir.
Bununla birlikte ayrıca dünya bugünkü hale başlangıçtan beri asırlar boyunca hangi değişikliklerle nasıl geldi, neden geldi, bütün bunların çok açık bir şekilde bilinmesinde zaruret vardır.
Bunun için meseleye temelinden bir bakış yapmak her şeyden daha mühimdir.
BATIL
BATIL
NEFSİNE ESİR OLUP ŞEYTANA UYARAK BÜTÜN İNSANLIĞI HÜKÜMLERİ ALTINA ALIP ONLARI SÖMÜRMEK VE KÖLE OLARAK KULLANMAK İÇİN ÇALIŞANLAR
KİMDİR BUNLAR VE NASIL ÇALIŞIYORLAR?
KİMDİR BUNLAR VE NASIL ÇALIŞIYORLAR?
İslamî genel bir kaidede şöyle denilmektedir: "El küfrü milletün vâhidetün" yani "küfür tek bir millettir". Yani yeryüzünde nefsine esir olup Hak ve Adalet için değil, kendi sömürü ve tahakkümleri için çalışanlar dağınık değildirler. Organize bir güçtürler. Birbirleriyle irtibatlı )ir bütündürler. Bir millet gibidirler. Böylece Hak yolunda çalışmak isteyenlerin dikkati çekiliyor. Bu gücü tanımaları, bilmeleri isteniyor.
İşte bu yayın, iki cilt halinde bu maksatla yapılıyor. Bunun için bu »irinci ciltte (Bunların kimler oldukları), araştırmalara dayanılarak imi bir şekilde delil ve dökümanlarıyla ortaya konulmaktadır. İkinci ciltte ise bu gizli organize gücün (nasıl çalıştıkları) aynı şekilde araştırmalara dayanılarak ilmi bir şekilde delil ve dökümanlarıyla ortaya onulacaktır.
KİMDİR BUNLAR?
Cenab-ı Hak Adem (A.S) dan beri Hak Peygamberlerini gönderdi, öylece (Rahman ve Rahim) olduğu için şefkat ve merhametle bütün kullarına dünya ve ahiret saadetinin yolunu gösterdi. Bütün peygamberle-n hepsi hakkı temsil etmişlerdir. Hepsi İslâm peygamberleridirler. Adem A.S), Nuh (A.S), İbrahim (A.S), Musa (A.S), İsa (A.S) ve son Peygamber Hz.Muhammed (S.A.V).
Adem (A.S)'a 10 sahife, Şit (A.S)'a 50 sahife, İdris (A.S)'a 30 sahife ve İbrahim (A.S)'a 10 sahife gönderildi. (Suhuf-u İbrahim)
Hz.Musa (A.S)'a TEVRAT
Hz.Davut (A.S)'a ZEBUR
Hz.İsa (A.S)'a İNCİL
Son Peygamber Hz.Muhammed (S.A.V)'e de KUR'AN-I KERİM
Kur'an-ı Azimüş-Şan, kıyamete kadar bütün insanlığa Dünya ve Ahiret, saadet yolunu göstermek üzere gönderilmiştir.
Tarihen bilinen gerçek odur ki; çeşitli şekillerde Kur'an-ı Azimüş-Şan'dan önce gönderilen İlâhi kitaplar muhtelif kimseler tarafından muhtelif zamanlarda tahrif edildiler. Yalnız Kur'an-ı Azimüş-Şan bir noktası dahi değişmeden muhafaza olunmuştur ve Cenab-ı Hak Kur'an-ı Azimüş-Şanı Kıyamete kadar muhafaza edeceğini de bildirmiştir.
Bugün Hz.Musa (A.S)'a gönderilen Hak Kitap Tevrat'ın, Hz.Davut (A.S)'a gönderilen Hak Kitap Zebur'un, Hz.İsa (AS)'a gönderilen Hak Kitap İncil'in aslını bulmak mümkün değildir, bunlar değiştirilmişlerdir.
TEVRAT NASIL TAHRİF EDİLDİ?
TEVRAT NASIL TAHRİF EDİLDİ?
Tevrat, bütün dünya Yahudilerinin emirlerine sıkı sıkıya bağlı oldukları din kitabıdır. Tevrat, asırlardır Yahudilerin hayatlarım, dünyaya bakış açılarını, diğer insanlara karşı düşünce ve tavırlarını düzenlemiştir. Yahudiler Tevrat'ın tamamen vahye dayalı ve ilahi bir kitap olduğunu iddia ederler. Önemli olan nokta da burasıdır.
Elimizdeki Tevrat, gerçekten Allah tarafından indirilmiş orjinal metinlerle aynı mıdır? Yoksa Tevrat, orjinalliği bozulmuş, dolayısıyla ilahi niteliği kaybolmuş bir kitap mıdır? Bu sorunun cevabı bizzat Tevrat'ın kendisi araştırılarak rahatlıkla bulunabilir.
Tevrat, Kitab-ı Mukaddes'in ilk kısmını oluşturur (İkinci kısım İncildir). 39 Kitaptan meydana gelmiştir. Ve bu 39 kitabın yalnızca ilk 5 tanesi Hz.Musa'ya verilen bölümlerdir. Beşinci bölüm olan Tesniye'de Hz.Musa'nın ölümünün anlatılması bundan sonraki bölümlerin başkaları tarafından yazıldığını ortaya koymaktadır.
"Rabbin sözüne göre Rabbin kulu Musa orada, Moab uyarında öldü. Ve Moab diyarına Beyt-Peor karşısındaki derede onu gömdü." (Tesniye Bölümü, 34/5-8)
Tevrat'ı takip ettiğimizde kalan bölümlerin Musa'nın ölümünden sonra Yahudilerin başına geçen kişilerin hayatlarını ve verdikleri emirleri kapsadığını görürüz. Bundan dolayı, Tevrat, yüzlerce yıl boyunca değişik işiler tarafından yazılmış ve ilahi niteliğini yitirmiş bir kitaptır.
Tevrat'ın değiştirildiği, içerdiği çelişkili ifadelerden rahatlıkla anlaşılmaktadır. Bu çelişkilerin Musa'nın beş kitabında dahi var olması, bu bölümlerin de hahamların tahrifatına uğradığını göstermektedir.
900 sayfalık Tevrat yukarıdan aşağı incelendiği zaman aşağıdaki 4 sebepten dolayı kutsal Tevrat'ın baştan aşağı değiştirilmiş olduğunu görmek mümkündür:
1. ÇELİŞKİLER
2. SİYONİZM VE ÜSTÜN IRK İNANCI
3. ALLAH İNANCI
4. ALLAH'IN PEYGAMBERLERİNE İZAFE EDİLMESİ MÜMKÜN OLMAYAN, HAŞA CİNSEL SAPIKLIK VE GAYRİ AHLAKİ DURUMLARIN İZAFE EDİLMESİ.
Türkiye'deki Mason Üstad-ı Azamlarından Hayrullah Örs, Tevrat'ın zaman içinde tahrif edildiğini şu şekilde anlatmaktadır : "Eski Ahid, özellikle Tevrat (Musa'nın 5 kitabı, Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye), Yahudiler ve Hristiyanlarca, yakın zamana kadar Tanrı'nın Musa'ya doğrudan doğruya yazdırdığı kitap olarak kabul edilmekte idi. Ama iki yüzyıldan beri yapılan incelemeler, bunların çok yeni diyebileceğimiz zamanlarda yazıldığını ve çeşitli maksatlarla tarih boyunca değişikliklere uğratıldığını ispatlamıştır."
(Musa ve Yahudilik, Hayrullah Örs, sf.34-35)
DEĞİŞTİRİLMİŞ TEVRAT’TAKİ ÇELİŞKİLER
DEĞİŞTİRİLMİŞ TEVRAT’TAKİ ÇELİŞKİLER
Aşağıdaki çelişkili ayetler, Tevrat'ın orijinal metinlerinden farklı olduğunun en açık delilleridir.
"...Ve İbrahim dedi; "Ya Rab Yehova bana ne vereceksin?" (Tekvin Bölümü, 15/2-3)
"Ve Tanrı Musa'ya söyleyip dedi: Ben Rabbim ve İbrahim'e, İshak'a ve Yakub'a kadir olan Tanrı olarak göründüm. Fakat onlara Yehova ismimle malum olmadım." (Çıkış Bölümü, 6/2-3)
"Ve Saul'un kızı Mikal'ın ölümü gününe kadar çocuğu olmadı." (II.Samuel Bölümü, 6/23)
"Saul'un kızı Mikail'in Meholalı Barzillay oğlu Adriel'e doğurmuş olduğu beş oğlunu kral aldı." (Samuel Bölümü, 21/8)
"Ve Suriyeliler israil'in önünden kaçtılar. Ve Davud, Suriyelilerden yedi yüz araba cenkçiler ile kırk bin atlı telef etti ve ordu başbuğu Şofak'ı vurdu ve orada öldü." (II.Samuel Bölümü, 10/18)
"Ve Suriyeliler İsrail'in önünden kaçtılar ve Davud, Suriyelilerden yedi bin araba cenkçiler ile kırk bin yaya asker öldürdü. Ordu başbuğu Şofak'ı da Öldürdü." (I. Tarihler Bölümü, 19/18)
"Ve bir karış kalınlıkta idi ve onun kenarı bir kese kenarı gibi, zambak çiçeği gibi, işlenmişti, iki bin banyo ihtiva ederdi." (I. Krallar Bölümü. 7/5)
"Ve kalınlığı bir avuç idi. Ve kenan bir kese kenarı gibi, zambak çiçeği gibi işlenmişti ve içine üç bin banyo alırdı." (II. Tarihler Bölümü, 4/2)
"Arah oğulları yedi yüz yetmiş beş." (Ezra Bölümü, 2/5)
"Arah Oğullan, altı yüz elli İki." (Nehemya Bölümü, 7/10)
"Ahazya kral olduğu zaman kırk iki yaşında idi ve Yeruşalem'de bir yıl krallık etti." (II. Tarihler Bölümü, 22/2)
"Ahazya kral olduğu zaman yirmi iki yaşında idi ve Yeruşalem'de bir yıl krallık eti." (II. Krallar Bölümü, 8/26)
"Ve Yakub o yerin adını Peniel koydu, çünkü: "Allah'ı yüz yüze gördüm ve canım sağ kaldı, dedi." (Tekvin Bölümü, 32/30)
"Ve dedi yüzümü göremezsin, çünkü insan beni görüp de yaşayamaz." (Çıkış Bölümü, 33/20)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)